31 Ekim 2015 Cumartesi

Mülakat Öncesi Yapılması Gereken Hazırlıklar Nelerdir?

Eğer iş arama sürecindeyseniz büyük ihtimal mülakat  sırasında ne yapmanız ve ne söylemeniz gerektiği hakkında birçok şey okumuş veya duymuşsunuzdur. Ancak mülakat öncesi kendinizi nasıl hazırlamanız gerektiğini gözden kaçırıyorsunuz. Mülakat bir aktörün seçmelere gitmesi gibi ya da performansı yüksek olanın kazandığı şampiyonluk yarışları gibi bir olaydır. Önceki mülakat yazılarımda bir mülakat sürecinin nasıl bir iş teklifine çevrilebileceğini yazmıştım. Araştırma ve diğer konulardan bahsetmiştim ama bu yazımda mülakat sürecinin kendisine odaklanmak ve mülakat öncesi yapılması gerekenleri paylaşmak istiyorum.


Mülakat öncesi yapmanız gerekenler


Mülakat öncesi demek anormal birşeyler yapmanız gerektiği anlamına gelmiyor. Normalin dışında bir şey yapmayın. Karın ağrısı çekebileceğiniz yeni bir restoranda yemek yemeyin. Kendinizi bir sosyopat ile randevuda bulabileceğiniz kör bir buluşmaya gitmeyin. Yeni bir yere tatile gitmeyin. Ev arkadaşı veya evcil hayvan edinmeyin. Eğer çalışıyorsanız ve yapabilirseniz, işyerinizde sizi stresten bitirecek ve tüketecek şekilde yeni proje veya sorumluluk almaktan kaçının. Mülakat öncesi amacınıza odaklanın. Mülakat öncesi azimli bir moda girin. Böylece aklınızda çok az şey ile mülakata gidebilirsiniz.


Mülakat öncesi sizi strese sokabilecek insanlardan ve durumlardan kaçının.


Bu eski sevgilinizle ya da boşboğaz bir akraba veya komşunuzla buluşmak için iyi bir zaman değil. Zaten mülakat yeterince stresli olacak. Hayatınıza stres ilave eden insanlardan ve olaylardan kaçınmalısınız.


Mülakat öncesi ne giyeceğinize karar verin.


Mülakatına girdiğiniz şirketin kültürüne göre uygun kıyafetler giymek iyi bir fikirdir. Mülakata gardırobunuzda eskimiş kıyafetlerle gitmeyin veya yeni bir kıyafetle dikkat çekmeyin. Giydiğiniz şeyde rahat ve özgüvenli hissetmelisiniz.


Düzenli bir uyku düzenine alışmak için elinizden geleni yapın.


Mülakat kaygısından dolayı çok stresli olacaksınız, bu yüzden stresi azaltmak için egzersiz yapmak gerekli olabilir. Uykunuzu almanıza yardımcı olacak uyku öncesi alışkanlıklar geliştirin. İyi bir uyku çekmek için mülakattan önceki geceyi beklemeyin. En az bir hafta önceden yeterli uyku almanıza yardımcı olacak uyuma düzeni geliştirin. Uygulu halde kritik mülakat sorularına maruz kalmak istemezsiniz…


Mülakat öncesi sıkça yapılan hatalardan biri de mülakata geç kalmaktır.


Özellikle büyük şehirlerde geç kalmak şehrin sorunlarından dolayı mümkündür. Yol çalışması ve park problemi sizin en büyük düşmanınız. Mülakata gireceğiniz yere kendi aracınızla veya toplu taşımacılıkla gidin. Rotayı önceden görmek, nereye park edeceğinizi bilmek ve yeri görmek sizi rahatlatacaktır.


 – Büyük şehirler için önerim yandex maps. Kullanın!


Mülakata girme sürecinden sizi alıkoyacak her şeyden uzaklaşmak için elinizden geleni yapın.


Hayatınızdaki önemli kişilerin sizin yaklaşan bir mülakatınız olduğunu ve desteklerine ihtiyaç duyduğunuzu bilmelerini sağlayın. Sizin dikkatsiz veya unutkan olabileceğinizi bilmeleri gerekir. Mülakat bir takım aktivitesidir ve takımınızdan desteğe ve yardıma ihtiyacınız var.


Üniversitede son dakikada sınava hazırlanmış olabilirsiniz ama mülakata kapıda hazırlanmayın.


Mülakat öncesi bilgilerinizi kontrol edin. Mülakattan bir önceki gece notlarınızı gözden geçirmek iyi bir fikirdir ama mülakata tam gitmeden önce zamanınızı bunu harcamak iyi bir fikir değildir. Sadece mülakat öncesi stres yaratır. Mülakata haberiniz olduğu andan itibaren hazırlanmalısınız ve ondan önceki geceyi hazırlığınızı gözden geçirmek için kullanmalısınız.


İş aramanın rekabet dolu dünyasında mülakata girecek kadar doğru şeyler yaptığınız gerçeği ile gurur duyun! Unutmayın, sadece çok az oranda aday mülakata davet edilir. Diğerlerinin önüne geçmek için iş arama sürecinde ne yaptığınız ve işin sizinle alakalı olan bölümüne odaklanın. İş arama sürecinde edindiğiniz başarıya odaklanın, zayıflığa değil. Başardığınız şeyle gurur duyun! Unutmayın, mülakata katılma şansını yakalayarak fazlasıyla başarılısınız ve topu ağlara atmak için son bir hamleniz kaldı.


Mülakat hayatın en stresli aktivitelerinden biridir. Eğer mülakat öncesi stresinizi yönetmeyi öğrenir ve enerjinizi mülakatta iş teklifini almaya harcarsanız mülakatta çok daha başarılı olursunuz. Umarım bu fikirlerden bazıları size mülakat öncesi yardımcı olur.


Bu makaleyi PDF olarak görüntüleyin.


Bu makaleyi WORD olarak görüntüleyin.



Mülakat Öncesi Yapılması Gereken Hazırlıklar Nelerdir?

30 Ekim 2015 Cuma

Zam Almak İçin Yapmanız Gerekenler

Kriz dönemlerinde zam almak zordur. Zam almak böyle dönemlerde herkes için imkansızdır denilebilir. Ama şimdi işler değişmeye başladı. Eğer şimdi zam almak istiyorsanız gerçekten alabilmeniz için şans var. Peki zam almak için yapmanız gerekenler nelerdir? Bu konuda bilginiz var mı? Eğer zam almak istiyorsanız bir programınız olmalı. Yapmanız gerekenleri bilmeniz gerekir. Yanlış bir davranış zam almak için yapacağınız en kötü şey olabilir. Bu sebeple aşağıdaki maddeleri incelemek işinize yarayabilir.


Zam almak için yapmanız gerekenler.


1 – Zam almayı hak ediyor musunuz?


Aynı işi yaptığınızdan dolayı daha fazla maaş bekliyorsanız, bunu hak ettiğinizden emin olun. İşvereninize getirdiğiniz değeri düşünün ve neden bir maaş artışı hak ettiğinizi düşünün. Bir maaş artışını haketmek için son zamdan beri ne yaptınız?


2 – Araştırmanızı yapın.


Pazardaki değerinizin kıymetini bilin ve yarın başka bir işe girseydiniz ne isterdiniz onu düşünün. Bunu iş ilanlarına bakarak ve online bir araştırma yaparak öğrenebilirsiniz. Bu şekilde işvereninizin önüne koyabileceğiniz daha iyi bir iddianız olur.


3 – Zaman her şeydir.


Dakik olmaya özen gösterin. Yani yanlış zamanda yanlış yerde olmayın. Patronunuz büyük bir şeyin ortasında olduğunda veya ofiste bir problem çıktığı zamanda zam almak için çaba harcamayın. Çünkü bu bir hüsran olabilir. Ayrıca zam isteğinizi bir performans değerlendirmesi veya şirketin ödeme zamanında denk getirmesini sağlarsanız, bu çok daha iyi olacaktır.


4 – Güçlü, iyi sunulmuş bir iş vakası oluşturun.


İşi nasıl geliştirdiniz veya büyük bir takımı nasıl desteklediniz? Farklı takımlarla nasıl iyi çalıştığınızı gösterin ve kilit rolde bulunan insanlarla olan ilişkilerinizin altını çizin. Bu konuda olabildiğiniz kadar spesifik olun.


5 – Duygu yoğunluğuna kapılmak yok.


İş arkadaşlarınıza göre adaletsiz bir şekilde muamele gösterildiğini bile düşünseniz, ne kadar yoğun hissederseniz hissedin bu duyguları konunun dışında tutun. Unutmayın! Bu bir iş toplantısıdır.


6 – Tehdit etmeyin.


Eğer istediğinizi alamazsanız işten ayrılmakla tehdit etmeyin. Bu patronunuzun şirkete olan bağlılığınızı sorgulamasına sebep olur.


7 – Pazarlığa hazır olun


Pazarlığa hazır olun. Gerekirse süresi konusunda ve ne kadar kendinizden ödün vermeye istekli olduğunuzu ve neden daha yüksek bir maaşı hak ettiğiniz hakkında açık olun.


8 – Zamana bırakın


Herhangi bir teklifi hemen kabul etmek zorunda değilsiniz. Bunu düşünmek için zaman ayırın ve mutlu olduğunuzdan emin olun.


9 – Mail ile takipte kalın


Zam toplantısı bir kere yapıldıktan sonra açık, öz ve doğru bir mail ile tartışılan ana noktaları özetleyerek takipte kalın. Bu şekilde yazılı bir belgeniz olur ve yanlış anlamalara veya karışıklıklara yer kalmaz.


10 – Sorumluluk almaya hazırlıklı olun.


Son olarak eğer daha fazla para daha çok sorumluluk anlamına geliyorsa onları almaktan mutluluk duyacağınıza ve onlar için kapasiteniz olduğundan emin olun. Eğer ekstra bir eğitime ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, isteyin.



Zam Almak İçin Yapmanız Gerekenler

Patronunuzda Büyük Bir İzlenim Bırakacak 8 Küçük Şey

Patronunuzla iyi bir ilişkiye sahip olmak önemlidir. Onlar sizi işe alıyorlar, işte tutuyorlar, maaşınızda onların sözü geçiyor ve kimin terfi alacağına onlar karar veriyor.


Onları sevmiyor olsanız bile en azından ortak bir saygı yaratmaya çalışmak kritik önem taşır.


Aynı şekilde işte cephanenize ekleyebileceğiniz 8 şey. Daha iyi bir ifadeyle büyük bir izlenim bırakan 8 küçük şey.


1 – Gülümseyin


Hiç birinin suratsız, gözlerini deviren, somurtkan birinin etrafına olmaktan hoşlandığını gördünüz mü? Bence bu yeterli.


2 – Göz teması kurun


Bu varlık gösterisi olduğu kadar özgüven de gösterir. Patronunuz sizinle konuşurken başka bir yere bakıyorsanız sizin dinlemediğinizi düşünürler.


3 – Dinleyin


Patronunuzun ilgilendiği, öncelikleri olarak gördüğü ve kızdığı şeyler hakkında fiizksel ve zihinsel notlar alın.


4 – İşleri bitirin


Patronlar söylenileni ve ne yapacağını söylediği şeyi yapan insanları severler. Yani kilit nokta işinizi yapmak. Hiçbir şey birisini işini yapması için kovalamak kadar kötü değildir.


5 – Öncelik verin


Tamamladığınız işlerin  doğru sıralamada tamamlanan doğru işler olduğundan emin olun. Eğer çok işiniz varsa bile; patron veya takım amaçlarıyla aynı doğrultuda olmadığı sürece sizin aleyhinize olacaktır.


6 – Yardım teklif edin


Aynı toplantıya mı gidiyorsunuz? Patronunuza onun için belgelerin bir kopyasının fotokopisini çekebileceğinizi söyleyin. Slaytların ön bir izlenimini yapmayı teklif edin. Yardım edebileceğiniz bir şey mi var? Söyleyin hemen.


7 – Onları övün


Herkes şımartılmayı sever. Sizin patronunuz neyde iyi? Onlara anlatın. Bugün çok mu karizmatik görünüyorlar? Anlatın.


8 – Ezik olmayın


Bazen hayır diyebilmek önemlidir. Aslında sizin her şeye tamam dememeniz çok önemlidir. Eğer siz kendi fikirlerinize sahip olmazsanız zamanla size fikrinizi sormayı bırakırlar.


İşte bir sınav- bunların hepsini bir günde yapabilir misiniz?


Astlarını yönetmek/bir iş yürütmek/takıma liderlik yapmak; bunların hepsi zor işlerdir ve büyük sorumluluk ve baskı eşliğinde gelirler. Bazı insanlar bu işlerde harikadır ama bazıları da o role şans eseri gelip işin içinden çıkamaz hale gelirler. Sonuçta hepimiz insanız. Sonuç olarak patronların iş yükünü azaltmak, çalışma ortamını geliştirmek ve takım kültürünü pekiştirmek için yapabileceğiniz her şey  onların sizi sevmesini sağlayacaktır.


Ha bir de alternatif var- Kendi patronunuz olun. O zaman istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz!



Patronunuzda Büyük Bir İzlenim Bırakacak 8 Küçük Şey

27 Ekim 2015 Salı

Etkin Yönetici Asistanlığı Eğitimi








Etkin Yönetici Asistanlığı Eğitimi Nedir?


Her başarılı yöneticinin arkasında bir yönetici asistanı vardır. Yönetici asistanları; raporların hazırlanması, yazışmaların yapılması ve toplantıların zaman planlamasını yapmak gibi görevleri vardır. Aynı zaman üst düzey yöneticilere idari destek sağlarlar.


Etkin yönetici asistanlığı eğitimi üst düzey yöneticilerin arkasındaki gizli el olmak isteyenlere bu yetenekleri aktarma amacını taşımaktadır.













Etkin Yönetici Asistanlığı - Uzaktan Eğitim

















Etkin Yönetici Asistanlığı Eğitim İçeriği


  • Sekreter nedir? Çeşitleri nelerdir? Yönetici Asistanlığı nedir?

  • Sekreter ya da yönetici asistanları nasıl giyinmeli, kendinde nelere dikkat etmeli ve nasıl davranmalıdır?

  • Stres yönetimi, kriz yönetimi, zaman yönetimi nedir?

  • Dosyalama Sistemleri nelerdir?

  • Protokol Kuralları nelerdir?








Kimler Katılıyor?

Mesleğe İlgi Duyanlar
Profesyoneller
Yeni Mezunlar
Yönetici Asistanları









Etkin Yönetici Asistanlığı Eğitimi Neden Önemli?




Bir yönetici asistanının etkin olabilmesi için bazı yeteneklere sahip olması gereklidir. Bu sebeple bu eğitim yönetici asistanı olmak isteyenler için önemli hale geliyor. Aşağıdaki yeteneklerin kazandırılması amacıyla katılımcılara bilgiler aktarılacaktır.


İletişim yeteneği.


İletişim becerilerinin iyi olması bir yönetici asistanı için önemlidir. Hem konuşmak hem de yazmak şirketin imajı için önem taşır. Yönetici asistanının en önemli görevlerinden biri olan raporlama ve yazı işleri olduğu için aynı zamanda dilbilgisi hakimiyetinin de üst düzey olması gerekir. Bir yönetici asistanı aynı zamanda başkalarının sorunlarını da dinler. Bu sebeple soru sorma tekniklerini de bilmesi gerekir.


Organizasyon yeteneği.


Yönetici asistanının en büyük sorumluluğu şüphesiz ki hızlı olmasıdır. Hızlı olması zaman yönetimi için önemlidir. Ajanda tutmak ve hiçbirşeyi atlamamak için toplantı ve diğer etkinliklerin iyi organize edilmesi gerekir. Etkin yönetici asistanı sunum, rapor ve diğer belgeleri düzenlemek ve hazırlamak zorundadır. Kusursuz ve kayıpsız bir hazırlık için organizasyonun iyi yapılması gerekir.


Takım çalışması.


Bir yönetici asistanı demek, kusursuz işleyen bir çarkın parçası demektir. Yürütülen bir organizasyonda ekibin bir üyesidir. Bu sebeple yönetici asistanı organizasyonun diğer üyeleriyle birlik içerisinde olmalı ve etkileşimi sürdürmelidir.


Teknoloji.


Bir yönetici asistanı olarak eğitiminizi güncel tutmak çok önemlidir. Teknolojiden korkmayın. O sizin arkadaşınız. O sizin daha fazlasını yapabilmeniz için orada. Siz kendinizi bir uzman olarak gösterseniz bile eminim unuttuğunuz veya bilmediğiniz şeyler vardır. Yeni teknolojiler otlardan daha hızlı çıkıyor. Biz bilginin bulut üzerinde oturduğu, ofislerin tükendiği ve daha çok insanın mobil olarak çalıştığı bir dünyaya girdikçe sizde bunu takip etmeli ve yeni trendlerden haberdar olmalısınız. Alakalı kalmak için yılda en bir veya iki kurs alın, en az.













Uzaktan Eğitim

Bu eğitim uzaktan eğitim sistemi üzerinden yapılacaktır. Uzaktan eğitim sisteminde ders notları, videolar, örnek alıştırmalar ve sertifika sınavı yer almaktadır. Eğitim tarihinde uzaktan eğitim sistem yöneticisi tarafından size kullanıcı adı ve şifre tahsis edilecek ve bu bilgilerle sisteme erişim sağlayabileceksiniz.










Ücretsiz

Etkin yönetici asistanlığı eğitimi tüm eğitimler gibi ücretsiz bir eğitimdir. Herkese açık olan bu eğitimde katılımcılardan eğitim ve sınav için herhangi bir ücret alınmamaktadır. Eğitim süresince eğitim ve sınavlara katılabilir, kariyer yaşamınızda önemli bir adım atabilisiniz. Katılım herkese açıktır.










Sertifika

Uzaktan eğitim etkin yönetici asistanlığı programında eğitim sonunda sertifika sınavı yapılmaktadır. İnternet üzerinden yapılan bu sınavda başarılı olan adaylar Ücretsiz Sertifika Kodu alabilir. Sertifika kodu yerine başarı belgesi (soğuk damga, mühür ve imzalı ) isteyen adaylar gider ücreti karşılığında belgesini alabilir.















Eğitime Kayıt Ol












Mükemmel Yönetici Asistanlığı


Mükemmel bir Yönetici Asistanı olmak hakkında son zamanlarda sıkça konuşulan bir düşünce var. Bu konuya dair birçok farklı düşünce var ve birçoğu nasıl etkili ve yetenekli bir yönetici olmak adına tavsiye veriyor.


Fenomenal yönetici asistanlığı karakteristiklerini tanımlamak daha çok kendi farkındalığınızı, kişiler arası bağlantılarınızı, duygusal zekanızı, liderliğinizi ve yönetim becerilerinizi geliştirmek ve ilerletmek ile alakalı. Bunun kalbinde de iyi bir dinleyici olmak, insanların duygularını anlamak, bakış açılarını anlamak ve empati kurmak yatıyor.


Şirketinizi anlamak esastır. Her şirket bir ürün satar. Anlamalısınız ki o ürün ve nihai hedef yöneticinizi etkili bir şekilde desteklemek ile sonuçlanır. Amaç gelir arttırmak, yenilikçi pratikler için endüstrinizde bir lider olarak görünmek olabilir. Desteklediğiniz insanlarla oturun ve onlara yardım edebilmek için onların amaçlarını anlayın.


Bir yönetici asistanı olarak Yönetici için bir iş yöneticisi olmalısınız. Onların günlük yaşantıları yönetmek işi daha iyi hale getirmek için olan zamanlarına odaklanmalarını sağlar. Onların takvimlerini yönetmekten ve basit idari görevlerden raporları yönettiğiniz daha kompleks işler, müşteriler ile yazışmak veya takım içinde görevleri dağıtmak… İşi yönetmek için yapmanız gereken şeylerin limiti yoktur.











































Etkin Yönetici Asistanlığı Eğitimi

26 Ekim 2015 Pazartesi

Başarıya Giden Yol Üzerinde Misiniz?

Sen ve ben kendimizi başarılı görebiliriz. Ama dünyanın geri kalanı da başarılı olabilir. İddialı bir cümle değil. Bu bir gerçek! Her insanoğlu kişisel ve profesyonel olarak hayatında bir şeyi başarmak için gerekli yeteneğe sahiptir. Bazıları için bu Silikon Vadisi’nde büyük bir teknoloji şirketinde CEO olmakken bazıları için de kendi aile şirketine sahip olmaktır. Hayatınızda başarmak istediğiniz ne olursa olsun sizin için önemlidir ve peşinden gitmek istemenizin bir sebebi vardır. Asıl soru şu: Başarıya giden yol üzerinde misiniz, yoksa değil misiniz?


Bu makale sizin başarıya giden yol üzerinde olup olmadığınızı keşfetmenize yardımcı olabilecek bir rehber:


Başarıya giden yol üzerinde yapmanız gerekenler.


Her zaman net olun.


Hayatta bazı şeyleri başarmaya sürüklenmiş hissetmenizin sebebi ne? Bu hayattaki amaçlarınız hakkında netlik elde etmek için bu soruyu ciddi bir şekilde düşünün. Hepimiz büyük bir evde yaşamak ve güzel bir araba sahibi olmak gibi hayallerle heyecanlanırız. Aslında hayal kurmazsak hiçbirşeye sahip olamayız. Hayal kurmak insana özgü bir özelliktir. Başarıya giden yol üzerinde birçok hayal kurabilirsiniz. Çünkü sahip olmak istediğimiz çok şey vardır. Bu tamamen normal bir şey. Hayalperestlikten farklı olan birşey ve herkes hayal kurar. Çünkü bu insan doğasının bir parçası. Bununla birlikte, hayatta birçok kez, bizim için faydası olmayacak şeylerin peşinden gitmeye çalışırız. Diğerlerinin sahip olmak istediği şeyleri isteriz, bizim için iyi olup olmadığını bilmeden. Yani hayalleri copy – paste yaparız.


Başarıya giden yol denildiğinde birçok kişi için büyük bir ev tasavvuru ortaya çıkıyor. Neden büyük bir eve sahip olmak istiyorsunuz? Büyük bir aile istediğinizden mi? Yoksa diğerlerini etkilemek için mi? Her amacınızın arkasında sizi motive eden sebepler vardır. Amaçlarınızı tespit etmeniz size nedenleri verecektir. İstediğiniz kadar şeyi başarabilirsiniz ve kendi açınızdan başarılı olabilirsiniz ve hatta diğerlerine göre de başarılı olabilirsiniz. Ayrıca biraz daha derin düşünebilir ve başarmak istediğiniz her şeyin sizi geçici bir mutluluğa mı yoksa kalıcı bir memnuniyete mi götüreceğini öğrenebilirsiniz.


Başarmak istediğiniz şeyleri derinlemesine düşünmek ve netlik kazanmak için kendinize vakit ayırın. Yani iç gözlem yapın. Sizi mutlu edecek şeylerin peşinden mi gidiyorsunuz? Yoksa size üstünlük sağlayacak şeylerin peşinden mi gidiyorsunuz? Olabildiğince dürüst olun. Çünkük başarıya giden yol dürüstlükten geçer. Bunu düşünürken hayal dünyasında gezmeyin. Kendi kendinizin yargıcısınız, başka kimsenin değil. Gerçekten kalbinizin istemediği bir hayali kovalayarak kıymetli zamanınızı harcamak sizi sonunda pişman ve öfkeli yapar. Netlik olun.


Birincil ihtiyaçlarınıza odaklanın.


İsteklerinizin peşine düşmeden önce onların ihtiyaçlarınızla örtüşmesi çok önemli. İsteklerinizin peşine düşmek ve ihtiyaçlarınızı göz ardı etmek sizin sadece başarınızı erteleyecektir. Aslında bu işleri tersinden yapmanın yoludur. Bunu yapan birçok kişi var. Üstelik başarıya giden yol üzerinde değiller. Belkide bu yüzden başarıya giden yol üzerinde değiller. Eğer bir atlet olmak istiyorsanız oraya ulaşmak için yapmanız gereken şeyler vardır; sağlıklı yemelisiniz, sağlıklı olmalısınız ve egzersiz yapmalısınız. İhtiyaçlarınız başta gelir, ihtiyaçlarınızdan bir anda atlet olmak için vazgeçemezsiniz.


Örneğin atlet olmak için başarıya giden yol üzerinde birçok engel olacaktır. Mesela ciddi bir sağlık durumunu halletmeniz gerekiyor. Bu durumda sağlıklı olmak büyük bir ihtiyaçtır. Eğer sağlıklı olmadan atlet olmanın peşine düşerseniz aptallık edersiniz. Öyle ya da böyle bütün girişimleriniz başarısız olur ve başarılı olmaktan çok uzakta olursunuz. Zeki olun ve her günü sizi başarıya hazırlayacak olan yapmanız gereken şeylerle maksime edin. Kendinize dikkat edin ve önce ihtiyaçlarınızı giderin. Sağlığınız hayatınızdaki en önemli varlıklarınızdan biridir. Bunu unutmayın!


İyi bir sağlığa sahip olmadan çok şey başarılamaz. Aynı zamanda vaktinizde sizin en değerli kaynaklarınızdan biridir, akıllıca kullanın. Size anlamlı gelen şeyi, sizi yetiştirecek ve hayattan öğreneceğiniz şeyleri kovalayın. Kalbinizi dinleyin ve onu hayatınıza yansıtın. Giderilemeyen ihtiyaçlar mı var? Eğer öyleyse önce onlar üzerinde çalışın. Kendinize daha sonra teşekkür edeceksiniz. Kendinize karşı nazik olun, her istediğinize bir anda sahip olmak için kendinizi baskı altına almayın. Sabırlı olun.


Amaçlarınıza yönelin.


Bazı şeyleri neden başarmak istediğinize dair netlik kazandıktan ve ihtiyaçlarınızı giderdikten sonra istekleriniz üzerinde çalışın. Bir liste yapın ve her isteğinizi nasıl başaracağınızı düşünün. Yani başarıya giden yol hakkında haritaya bakın. Bu konu hakkında disiplinli ve esnek olun. Bazı zamanlar her şey planladığınız gibi gitmeyecek, bu normal! Nasıl düzenlemeler yapacağınızı görün ve devam edin. Hayatta hem kontrol edebileceğiniz hem de kontrol edemeyeceğiniz şeyler vardır.


Üzerinde hiçbir şekilde kontrol sahibi olmadığınız şeylere odaklanın. Bu sizin amaçlarınıza yönelik gelişim kaydetmenize yardımcı olacak. Bir şey planladığınız gibi gitmediğinde onun üzerinde çok düşünmeyin. Bilin ki hayal kırıklığına uğrayacağınız zamanlar olacak. Aklınızda olsun, bu normalden de öte. Amaçlarınızı başarmaya dair her ileri adımınızda kendinizi pohpohlayın. Kendi amigonuz olun.


Kendinize ve diğerlerine karşı sorumlu olun. Bir destek sistemine sahip olmanın size çok büyük yararı olabilir. Bu birkaç güvenilir arkadaş ve aile üyesinden oluşabilir. Tavsiye, teşvik ve yardım için güvenebileceğiniz insanlara sahip olmak sizi daha rahat hissettirecektir. Başarıya giden yol yanınızda olanlarla en iyi şekilde gidilir. Özgüven enerjinizi tüketir. Açık fikirli olun. Kendinize limitler koymayın. İyi bir tavır sizin başarıya giden yol üzerindeki en iyi müttefikinizdir.


Başarıya giden yol üzerinde olup olmadığınızı fark etmek zaman alır. Bunu öğrenmek için zaman yatırımı yapmaya değerdir. Başarı her zaman garanti değildir. Bununla birlikte güçlü bir zemin hazırladığınızda başarmaya daha çok hazırlıklı olursunuz. Böyle bir zemin yukarıda listelenenlerin uygulamasını gerektirir. Bu sihirli bir formül değildir. Her insan eşsiz bir şekilde yeteneklidir ve farklı bir düşünme ve bir şeyleri algılama yolu vardır. Ne pahasına olursa olsun başarılı bir insan olmaya cesaretiniz olsun.


Başarıya giden yol üzerinde misiniz? Lütfen aşağıdaki yorum kısmında paylaşın. Teşekkürler!


Bu makaleyi PDF dosyasında görün.


Bu makaleyi WORD dosyasında görün.



Başarıya Giden Yol Üzerinde Misiniz?

25 Ekim 2015 Pazar

Zaman Yönetimi Başarısızlıklarıyla Başa Çıkma Yöntemleri

Bugünlerde hepimizin karşılaştığı en büyük zorluk şüphesiz ki zaman çizelgelerine uyamamak. Bu bizim yöneticilerimizle ve takımımızla olan ilişkimizi de mahvediyor ve sonuç olarak bahaneler uydurmaya başlıyoruz ve birilerini suçlama girişimi yapıyoruz. Ben bu alışkanlığa sahip olduğumda kendime bir soru sordum “zaman yönetimi konusunda iyi değil miyim?” İçimden gelen cevap: “Hayır”. O zaman zaman yönetimi konusunda bu kadar kötüysem problem nerede ve kabul edilen zaman çizelgemde sonuçlar üretmede neden bir profesyonel değilim. Taşıdığım hastalığa çözümler üretmeye dair çalışmaya başladığımda birçoğumuzu rahatsız eden bazı gerçekler buldum.


Zaman yönetimi başarısızlıkları


Zaman yönetimi başarısızlığına yol açan ilk alışkanlık.


Belirli bir zaman içerisinde tamamlanması gereken görevleri yazma stratejisinin oldukça farkındayım ama hiç yapmadım. Bu yüzden bu alışkanlık insan hafızasına dayanıyor. Sabahları oturup görevleri listelemenin ve öncelik vermenin ve daha sonra aynı şekilde çalışmaya başlamanın çok güçlü olduğunu gördüm.


Zaman yönetimi başarısızlığına yol açan ikinci alışkanlık.


Alışkanlık 1’i belirttikten sonra dahi bazı zaman yönetimi başarısızlıklarını öğreniyordum ve daha sonra daha derine bakmak ve başarısızlığa sebep olan ikinci alışkanlığı anlamak için bir fırsat ele geçirdim. Birçok zaman yönetimi kitabı okumama rağmen, görevlerimi daha küçük görevler haline getiremedim. Bununla birlikte uygun bir zaman yönetimi planına sahip olmadan görevler üzerinde çalışma alışkanlığı edindim. Hepimiz iki çeşit göreve dahil oluruz; bir tanesi çok az vakit alır. Mail göndermek, ankete cevap vermek, sorunları çözmek veya biri ile iletişim kurmak gibi… Diğer görevlerde uzun dönemli olanlardır; mesela eğitim el kitapları hazırlamak, eğitim programı tasarlamak veya organize etmek. Bu çeşit çalışmaların tamamlanması için detaylı planlama gerekir. Bu planlamada aşağıdakileri içerir:


  • Tamamlanması gereken şey nedir?

  • Tamamlamak için gerekli olan süreç ve aktiviteler nelerdir?

  • Süreci ve aktiviteleri dizayn etmede destek olabilecekleri tanımlama,

  • Süreci başarılı bir şekilde tamamlamak için gereken kaynak ve bütçeyi tanımlama,

  • Aşamalara /daha küçük amaçlara ve özellikle günlük amaçlara karar verme,

  • Aynısını eyleme dökme,

Zaman yönetimi başarısızlığına yol açan üçüncü alışkanlık.


Birinci ve ikinci alışkanlığı keşfettikten sonra sahip olduğum özgüven çok uzun sürmedi ve başka bir zaman çizelgesini kaçırmamla sonuçlandı. Bu gözlem benim üçüncü alışkanlığımı keşfetmeme sebep oldu.


Otomatik hatırlatıcı sistem kurmak


Otomatik hatırlatıcı sistem yaratmanın bazı yolları:


  • Ms-Outlook’ta çizelge yaratmak

Eğer telefonunuz hatırlatıcı bir sistem desteklemiyorsa o zaman Google hesabınızı kullanarak ve hatırlatıcı olarak SMS seçeneğini seçerek görev yaratın; Google size belirlenen zamanda mesaj atıyor. Bu service Google tarafından  ücretsiz sağlanmakta. Bu hizmet zaman yönetimi açısından çok avantajlı!


Zaman yönetimi başarısızlığına yol açan dördüncü alışkanlık.


Bu kötü alışkanlığı yenmemi sağlayacak teknikler öğrenmeme rağmen kendimi Outlook/ Google takvimini ertelerken buldum. Outlook’ta görevi tekrar düzenlemekten memnundum ama daha sonra bunu alışkanlık haline getirdim. Başlangıçta zaman planımda hiçbir yanlış olmadığını düşünüyordum ama sonra planımda bir şeylerin eksik olduğunu fark ettim ve dördüncü alışkanlığı buldum.


Patronum ve iş arkadaşlarım için vakit ayıramamak:


Görevlerimi erteliyordum çünkü patronumu, takımımı ve iş arkadaşlarımı desteklemek için vakit ayıramıyordum. Sorumlu çalışanlar olarak patronlarımıza ve iş arkadaşlarımıza karşı yardımcı olmalıyız bu yüzden hesapta olmayanlar için zaman ayırmamız gerekir.


Zaman yönetimi başarısızlığına yol açan beşinci alışkanlık.


Zaman yönetimi ile ilgili dört başarısız alışkanlığını öğrendikten sonra kendimi düzelttim ve patronumla anlaşıldığı gibi bütün zaman çizelgelerine yetiştim. Bir takım lideri olarak departman aktiviteleri hakkında patronuma rapor vermeliydim. Son zamanlarda kendi takımımın zaman çizelgelerine ulaşamadığını gördüm. Doğal tepkim bunun için onları suçlamaktı. Ama bu sefer kendime sordum, “Takımım için ne yapmadım da onlar zaman çizelgesine yetişemiyorlar?” Bu soruya cevap olarak beşinci başarısızlık alışkanlığı:


Gelişime odaklanamama.


Bu alışkanlık bana onların planlandığı gibi ilerleme kaydetmesine ve görevlerini tamamlamak için vaktinde desteklememe fırsat verdi. Bazı takım üyelerimizin bazı alanlarda müşterileri olduğunu gördüm. Özellikle destek aradıklarında onlara hemen rehberlik yapmalıyım. Çünkü eğer ben onları desteklemezsem çoğunlukla ilerleyişleri duruyor. Bu yüzden ihtiyaç duydukları destek ve rehberliği toplamada onlara yardımcı olmam gerekiyor. Çünkü performanslarından ben sorumluyum.


Zaman yönetimi başarısızlığına yol açan altıncı alışkanlık.


Onların performansından sorumlu olduğumu anladığım an onları daha fazla desteklemeye başladım. Bu süreçte fark ettim ki her bir şey için bana bağımlı hale geldiler ve ben eğitim programlarına bağlı olarak yanında olamadıklarımda birçok şeyi tek başlarına yapamadılar. Sonra altıncı başarısızlık alışkanlığını buldum.


Karşılaştıkları her zorluk için çözüm sunma


Bir kere bu alışkanlığı fark ettiğimde, karşılaştıkları zorluklara çözüm bulmaları için onları zorlayıcı sorular sormaya başladım. Başta kendimi çözüm sunmaktan alıkoymak zordu ama daha sonra fark ettim ki genel olarak karşılaştıkları zorlukların çoğunda çözüm aramaya başladılar.


Özet

Başarılı bir zaman yönetimi için şu başarısız alışkanlıklardan kaçınmalıyız:


Alışkanlık -1: İnsan hafızasına bağlı kalma,


Alışkanlık -2: Uygun planlama olmadan görev ve projelerde çalışma,


Alışkanlık -3: Otomatik hatırlatıcı sistem yaratmama,


Alışkanlık -4: Patron ve çalışanlar için vakit ayırmama,


Alışkanlık -5: Takımın ilerleyişine odaklanmama,


Alışkanlık -6: Takımın yüzleştiği her zorluk için çözüm sunma.


Bu makaleyi PDF dosyasında görüntüleyin.


Bu makaleyi WORD dosyasında görüntüleyin.



Zaman Yönetimi Başarısızlıklarıyla Başa Çıkma Yöntemleri

24 Ekim 2015 Cumartesi

Mülakat Sorusu: Takım Oyuncusu musunuz?

“Gerçekten iyi bir takım oyuncusu musunuz?” Eminim bu soru ile mülakat ya da iş görüşmesinde daha önce karşılaştınız.  Bu mülakat sorusu sanki otomatik olarak “evet öyleyim” diye cevap verilen bilindik sorulardan biri haline geldi.


Birini etkili bir takım oyuncusu olarak derecelendirmek bu kadar hafife alınmamalı. Çünkü eğer benim gibi bir mülakat ya da işe alım uzmanı veya yönetici ile buluşuyorsanız size neden inanılması gerektiğine dair bir kanıt ortaya koymakta zorlanacaksınız. Kanıt için konuyu irdeleyeceğim.


Bu kanıt nereden gelir? Garip bir şey ama bu kanıt, pek bir işlevi olmayan bir “takım senaryosu” içinde olmaktan gelir. Bu negatif iç politikaların, devamlı kişisel gösteriş yapmanın veya kişisel mücadelelerin olduğu bir çalışma çevresinde çalışmaktan gelir. Senaryo ne olursa olsun eğer kolektif amaca ulaşmak için kişisel farklılıklarınızı bir kenara itebilme yeteneğinizi gösterebiliyor veya dile getirebiliyorsanız, benim dikkatimi çektiniz.


Bu yüzden inanıyorum ki zorlayıcı takım çevrelerinde çalışmak direnilmekten ziyade kucaklanmalıdır. Ortalama bir kariyer aralığı daima sizin istemeyeceğiniz kişilikler, inançlar ve davranışlar içerecek olan haşin bir gerçektir. Bu zor suları başarılı bir şekilde kontrol etmeyi öğrenmek sizi liderlik yeteneklerinizi geliştirmede ileriye taşıyacaktır.


Nasıl takım oyuncusu olunur?


1 – Kişisel olarak algılamaktan kaçının


Baskın ve rekabetçi bir ortamda istenmeyen bir insanın özgüveninizi tartaklamasına izin vermek zor olabilir. Eğer olursa bunun geçmek bilmeyen bir yetersizliğe dönüşmesine izin vermeyin. Bazı durumlar basit olarak kontrolünüzün ötesindedir, bu yüzden negatiflikler üzerinde durmaktansa işi nasıl tersine döndüreceğiniz üzerine odaklanın. Bunu bir alışkanlık haline getirin ve böylece bu durumlar için daha güçlü olursunuz. Ayrıca yalnız olmadığınızı bilin: herkes – dünyanın en heybetli liderleri dahil – bu gibi durumlarla karşılaşmıştır.


2 – Dinlemeye devam edin.


Genellikle insanlarla daha iyi çalışabilmeyi elde etmek, onları dinleme meselesidir. Onların perspektiflerini dinlemeye göstereceğiniz istek, onaylasanız da onaylamasanız da, bir saygı göstergesidir. İnsanlar duyulmak ister. Eğer dikkatinizi onlara vermediğiniz hissine kapılırlarsa bu hazırda olan garip bir dinamiği ateşlendirecektir. Dinlemek size kişileri daha iyi anlamanızı ve onlarla en iyi şekilde nasıl ilişki kurabileceğinizi sağlayacaktır.


3 – Meraklı kalın.


Bazılarının neden öyle davranacağına dair pozitif meraklılık edinin. Konunun arkasında sadece önemli sorular ve açık bir diyalog ile tanımlayabileceğiniz ve belirleyeceğiniz saklı bir neden yatıyor olabilir. İletişim eksikliği aynı zamanda yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Bazı kişiler sizinle iletişim kurmaya istekli olmayacaktır fakat en azından siz problemi açığa vurmaya ve çözmeye çalışarak üstünlük gösterdiniz.


4 – Moral verin.


Olumsuz bir kültüre sahip olan takımlar, katılım sağlayan bir birey için zor bir şeydir. Fakat pozitif kalarak, çözümlere odaklanarak ve takımın neyi iyi yaptığının altını çizerek ve diğer üyelerin başarılarını kutlayarak onları yönlendirebilirsiniz. Bir süre sonra takım üyeleri benzer bir tavır takınmaya daha yatkın olacaktır.


5 – Kaynaşın.


Çoğumuzun bildiği gibi işyeri; ilişkileri güçlendirmek için gerekli olan enerjiyi sürekli elimizden alır. İş yerinde kaynaşmak için zamanımız pek olmaz. Zamanı arttırmayı zorlaştıran teslimat günleri baskısı ile doludur. Bu yüzden takım veya bireyin işyerinin dışında iletişim kurmak için fırsatlar yaratmasında büyük bir değer görüyorum. Stressiz bir çevrede bir yemek veya kahve eşliğinde sohbet etmek iletişimi insani seviyede güçlendirdiği için göze çarpan bir fark yaratabilir.


Bu makaleyi PDF olarak görüntüleyin.


Bu makaleyi WORD olarak görüntüleyin.



Mülakat Sorusu: Takım Oyuncusu musunuz?

23 Ekim 2015 Cuma

İş Hayatında Kaçınmanız Gereken 9 İfade

Karşımızdakinin bizim tahmin ettiğimizden çok daha farklı yorumladığı şeyleri hepimiz söylemişizdir. Tehlikesiz gözüken bu yorumlarınız söylememeniz gereken bir şeyi ağzınızdan kaçırdığınızda o kötü hisse yol açarlar.


Sözlü yapılan hatalar genellikle söylediğimiz şeylerin taşıdığı üstü kapalı anlamların bilincinde olmadan söylediğimizde meydana gelir. Bu anlamları çıkarmak sosyal farkındalık gerektirir. Yani diğer insanların duyguları ve deneyimlerini kavrama yeteneği.


TalentSmart bir milyondan insanın duygusal zekasını test etti ve keşfetti ki sosyal farkındalık birçoğumuzun sahip olmadığı bir yetenek…


Sosyal farkındalığımız eksik çünkü biz bir sonra ne söyleyeceğimize  ve diğer insanların söylediğinin bizi nasıl etkileyeceğine çok odaklıyız ki bu da bizim diğer insanların bakış açısını kaybetmemize yol açar.


Bu bir problemdir çünkü insanlar karmaşıklardır. Bir insanı anlamak için bütün odağınızı ona çevirmelisiniz. Odaklanmadığınız sürece anlamayı bekleyemezsiniz.


Sosyal farkındalığın güzel bir yanı da söyleyeceğiniz şeyde yapacağınız küçük birkaç ayrıntının diğer insanlarla olan ilişkilerinizi çokça geliştirebilmesidir.


Bu amaç doğrultusunda zeki olan insanların normal bir konuşmada kaçındığı birkaç ifade vardır. Aşağıdaki ifadeler kaçınılması gereken en kötü 9 ifadedir. Hepsinden ne pahasına olursa olsun kaçınmalısınız.


1 – “Yorgun gözüküyorsun.”


Yorgun insanlar inanılmaz bir şekilde nahoşturlar. Kapanmaya yakın gözleri ve dağınık saçları vardır, odaklanmada sorun yaşarlar ve fazlasıyla mızmızdırlar. Birisinde yorgun gözüktüğünü söylemek saydıklarımızın hepsini ona anlatmak demek.


Bunun yerine: “Her şey yolunda mı?” deyin. Çoğu insan birisine yorgun olup olmadığını yardımcı olmak amaçlı sorarlar. Diğer insanın iyi olup olmadığını bilmek isterler. Birisinin durumunu tahmin etmektense direkt sorun. Bu şekilde size açılabilir ve paylaşımda bulunabilir. Daha da önemlisi sizi kabadan ziyade düşünceli bir insan olarak algılayacaktır.


2 – “Uuuu, çok kilo vermişsin!”


Bir kez daha, iyi niyetli bir yorum! Bu durumda iltifat, sizin eleştiride bulunduğunuz izlenimini yaratır. Birisine çok kilo kaybettiğini söylemek o kişinin önceden şişman veya çirkin olduğunu söylemek anlamına gelebilir.


Bunun yerine: “Harika görünüyorsun” deyin. Bu kolay bir düzeltme olur. O kişinin şu an ile önceden nasıl gözüktüğü arasında bir karşılaştırma yapmaktansa ona sadece ne kadar hoş gözüktüğü ile ilgili iltifat edin. Bu geçmişi hafızadan direkt çıkarır.


3 – “Sen ona fazlaydın.”


Birisi herhangi bir ilişki tipiyle bağlantıları kopardığında, ister kişisel ister profesyonel olsun, bu yorum onun kötü bir zevki olduğun ve ilk baştan kötü bir seçim yaptığı anlamına gelebilir.


Bunun yerine: “Onun kaybı!” deyin. Bu herhangi bir eleştiri olmadan coşku veren destek ve pozitivizm sağlar.


4 – “Sen her zaman…” veya “Sen hiçbir zaman…”


Kimse bir şeyi hep veya her zaman yapmaz. İnsanlar kendilerini tek boyutlu olarak düşünmezler bu yüzden onları bu şekilde tanımlamaya çalışmayın. Bu ifadeler insanları sizin mesajınıza karşı savunmacı  yapabilir ki bu siz tartışacak önemli bir şeyiniz varken bu ifadeleri kullanmaya meyilliyseniz çok kötü bir şeydir.


Bunun yerine: Basitçe diğer insanın size problem gibi gözüken davranışını anlatın. Gerçeklere bağlı kalın. Eğer bir davranış sıklığı konu ise her zaman “bunu çok sık yapıyorsun gibi duruyor” veya “fark ettim ki bunu çok sık yapıyorsun” deyin.


5 – “Yaşınıza göre harika gözüküyorsunuz.”


Niteleyici olarak “Sizin” kalıbı kullanmak her zaman küçümseyici ve kaba olarak algılanır. Kimse bir atlete göre zeki veya bir ayağı çukurda olan biri için diğer insanlara göre iyi bir fiziğe sahip olmak istemez. İnsanlar basitçe akıllı  ve zinde olmak ister.


Bunun yerine: “Harika gözüküyorsun deyin.” Bu da başka kolay bir düzeltmedir. Gerçek iltifatların niteleyicilere ihtiyacı yoktur.


6 – “Önceden de söylediğim gibi…”


Hepimiz vakitle bir şeyleri unuturuz. Bu ifade söylenilen kişi için kabul edilmesi zor olan ve o kişiye kendini tekrar ettiği için azarlanıyormuş hissi verir. Kendini tekrar etmekten ötürü hakaret işitmek ya özgüvensiz olduğunuzu ya da diğer herkesten iyi olduğunuzu gösterir (ya da her ikisi!) Bu ifadeyi kullanan çok az insan bu şekilde hissediyor.


7 – “İyi şanslar.”


Bu üstü kapalı bir ifadedir. Birisine iyi şanslar dilediğinizde dünyanın sonunun gelmediği çok açık fakat bu ifade o kişinin başarmak adına şansa ihtiyacı olduğunu ima etmektedir.


Bunun yerine: “Başaracağını  biliyorum” deyin. Bu şans dilemekten daha iyidir çünkü o kişinin başarmak için gerekli becerilere sahip olduğunu düşünürsek bu büyük bir özgüven artışı sağlar. O kişiye başarılar dileyen diğer herkesten bir adım önde olacaksınız.


8 – “Sana kalmış” veya “Sen bilirsin.”


Siz bu soruya karşı kayıtsız kalırken, sizin düşüncenizi soran insan için önemli olabilir.


Bunun yerine: “Şimdilik kesin bir fikrim yok ama düşünülmesi gereken şeyler…” Bir fikir önerdiğinizde bu o insanı önemsediğiniz anlamına gelir.


9 – “En azından ben öyle  yapmadım…”


Bu ifade diğer insanın eski, büyük ihtimalle alakasız olarak yaptığı bir hatayı dışa vurarak kendi hatanıza olan dikkatin yönünü değiştirmek için agresif bir yoldur.


Bunun yerine: “Özür dilerim” deyin. Kendi hatanızı üstlenmek bir tartışmaya daha fazlı mantık ve sakinlik kazandırabilecek olan en iyi yoldur. Suçunu itiraf etmek gerginlikten kaçınmanın harika bir yoludur.


Bu makaleyi PDF formatında görüntüleyin.


Bu makaleyi WORD formatında görüntüleyin.



İş Hayatında Kaçınmanız Gereken 9 İfade

22 Ekim 2015 Perşembe

Koçluk Nedir?

2015 benim için iyi sonlanıyor diyebilirim. 2016 ya çok hızlı bir giriş yapmak istiyorum. Koçluk sertifikamı kazandım! Koçluk sertifikamı aldıktan sonra en sık cevapladığım sorulardan biri: ‘’koçluk nedir ?’’ Ne tür bir koçluk yaptığımı söylemeden önce size koçluğun ne yapmadığını açıklamak isterim.


Koç sözcüğü birçok insan için spor imajı yaratıyor. Küçükken oyun oynadığımız, okulda takımlara katıldığımız zamanlardan başlıyor. Hepimiz oyuncuları motive etmek için bağıran bir koç veya bir resmi görevliyi takımı hakkında iyi konuşmalar yapması için ikna eden bir koç hatırlarız.


Diğerleri için koç sözcüğünün farklı bir çağrışımı vardır. Bazıları bir başkanı, terapisti veya yöneticisini düşünür. Ama bunlardan en komik olanı danışmanların koç zannedilmesidir. Çünkü danışmanlıkla koçluğu karıştırırlar.


Yıllardır müşterilerime doğru cevapları vererek, uzmanlığım için ücret aldığım bağımsız bir işe alım danışmanı olarak çalıştım. Koçluk çok farklı. Sertifikalı bir koç olarak ben müşterilerime doğru cevapları veya çözümleri sunmak için ücret almıyorum. Bu koçun veya danışmanın deneyimini ya da uzmanlığını müşteriye sattığı için ücret aldığı spor koçluğundan veya danışmanlıktan farklı. Aslında koçluk sertifika programı sınavının pratik bölümünde cevap veremeyen koç o sınavdan kalıyor. Bir sertifikalı koç olarak benim işim “balık tutmaktansa müşterilere balık tutmayı öğretmek.”


Koçluk nedir?


Sertifika programı sürecinde benim eğitmenim bize sıklıkla “koç süreci sahiplenir, müşteri içeriği” derdi. Bunu başka bir şekilde söylersek koçluk bir SÜREÇ uzmanlığıdır, İÇERİK değil diyor yazar Laura Berman Fortgan.


O zaman koçluk nedir ?  Fortgan’ın New York Times en iyi satan kitabı: “Nasıl Harika Olunacağını Zaten Biliyorsunuz” da Alan Fine koçluğu “diğerlerinin performansını geliştirmelerine yardım etmek” olarak tanımlıyor. Koçluk adına var olan bütün tanımlamalardan daha öte bu tanımlama benim favorim.


İlk iş deneyimlerimde büyük bir şirketin insan kaynakları departmanında işe alım uzmanı olarak çalıştığım zamanlarda, diğer bir ifadeyle kendimi  bir koç olarak hayal etmediğim zamanlarda ilk defa koçluk teriminin profesyonel anlamda kullanılışına şahit olmuştum. O günlerde bir koç sadece birisinin performans konularında problemi olduğunda işe alınırdı. Bu ofis koridorlarındaki bir sırdı. O zamanlar koç yardımı almak utanç vericiydi.


Yıllar önce, bir işe alım profesyoneli olarak çalışmaya başladığımda kendini işe alım profesyoneli olarak sunan insanlarla dalga geçerdik. Bütün söylemeniz gereken şey: “mülakat yapmayı biliyorum” demekti ve işe alınıyordunuz. Daha sonra sektör deneyimini yeterli olmadığına karar verdi. Sertifika programları ile birlikte gelen resmi ölçümlemelere ve özelliklere ihtiyaç duyuldu. Şimdi birçok işe alım profesyoneli kendi değerlerini göz önünce koymak için sertifika tarzı şeyler alıyorlar.


Aynı şey koçluk mesleğinde de yıllarca geçerliydi. İnsan kaynaklarında veya bir iş lideri olarak çalışan herhangi biri kendine koç derdi. İK dünyasında deneyimli biri olarak bu kalitenin çeşitli derecelerine oluşturdu.


Bugün işler farklı. Uluslararası Koç Federasyonu ve Avrupa Yönderlik ve Koçluk Konseyi (EMCC) gibi organizasyonlar global etikler, standartlar ve sertifika değerlendirmeleri yaratarak koçluk barını yükselttiler. Etkili koçluk bilimin ve sanatın bir parçası olarak tanımlanır. Koçluk artık bir onur nişanı gibi düşünülüyor! İnsanlar koçları olduğunu söylemekten gurur duyuyorlar! Bu şirketlerinin onlara değer verdiğini ve gelişime yatırım yapmak istediğini gösteriyor çünkü kendilerini şirketin stratejik planlarının ve üstün başarısının bir parçası olarak görüyorlar!


Sertifikalı profesyonel koçlar hayatta, kariyerde, işte ve yönetici koçluğunda uzmanlaşırlar. Profesyonel koçluk talimat, tavsiye veya uzman görüşü paylaşmaktan farklı bir şeydir. Profesyonel koçluk bireylerin ve organizasyonların kendi zengin potansiyellerine ulaşmalarına, performans ve memnuniyete yol açan yeni seçenekler ve değerler yaratmalarına yardımcı  olan faydalı bir süreçtir.


Bu makaleyi PDF olarak görüntüleyin.


Bu makaleyi WORD olarak görüntüleyin.



Koçluk Nedir?

20 Ekim 2015 Salı

Performans Değerlendirme Gerçekten Önemli mi?








Geçen hafta üniversiteden beraber mezun olduğum bir arkadaşımla masa tenisi oynadım. Raketi elime aldığım zamanın üstünden on yıl geçtiği için hezimete uğradım. Tabi arkadaşım haftada üç kere oynadığı için çok fena bir şekilde yenildim. Oyundan sonra performans değerlendirme önemi hakkında; gerçekten önemli olup olmadıklarına dair biraz konuştuk.


Onun pozisyonuna göre performans değerlendirme vakit kaybı. Birçok şirkette orta ve üst düzey yönetici olarak çalıştı ve her bir performans değerlendirme yapıldığında eğer performansta anlamlı değişiklikler varsa kurumsal çabanın büyük bir bölümünü alıp kısıtlı bir şekilde sonuçlandırmışlar. O genel olarak şundan bahsediyordu. Performans değerlendirme çok küçük ve çok geç! Bazı durumlarda yanlış mesajı iletildiğini, performans değerlendirme ve kariyerle alakalı yanlış beklentiler içine girdiğimizden iyilik yapacaklarına daha çok kötülük yaptıklarını düşünüyor.


Onun tanımlamalarından yola çıkarak bunların zayıf performans değerlendirme sistemleri olduğu konusunu kabul ettim ve bu sistem yüzünden işinden olduğu için onu suçlamadım. Benim gördüğüm problem; onların performansı değerlendirmektense performans değerlendirme üzerinden geri dönüş yapmaya çalışmalarıydı. Geri bildirimler devamlı olarak verilmeli fakat performans değerlendirme kurumsal planlama içindir.


Yılda bir veya iki kere geri dönüş yapmanın ne çalışan nede kurum açısından etkisi olmaz. Bunun yerine belirli bir düzen aralığında yapılması gerekir. İdeal olarak davranışın gerçekleştiği zaman doğrudur. Minimum olarak haftalık gerçekleştirilen bire bir toplantılarda yapılmalıdır. Eğer yetersiz performans ile alakalı konular varsa çalışanlar zamanında ve uygun bir şekilde uyarılmalıdır. Yıllık performans değerlendirmesinde yapılması doğru değildir. Yıllık geri dönüş çalışana yardımcı olmaz aynı zamanda bu şirket içinde fırsatların kaybedilmesi anlamına gelir.


Performans değerlendirme yapmak çalışanlara geri dönüş sağlamak değildir. Performans değerlendirmenin genel amacı kurumsal planlamadır. Geleneksel olarak profesyonelce yönetilen kurumlardaki performans değerlendirme döngüyü iyileştirir. Çalışanlara geri dönüş yapmak sürecin bir parçası değildir. Üst yönetim o bilgiyi mevcut kapasiteyi ve potansiyel yetenekleri değerlendirmek ve boşluğun nerede olduğunu anlamak için kullanır.


Birçok şirket bu süreci karıştırır. Sonuç olarak, çalışanların gelişimlerine büyük etkisi olan geri bildirimleri çalışanlar alamazlar ve işletme de kurumsal değerlendirmeler ve yetenek planlamalarına sahip olamaz. Planlamak yerine geri dönüş yapmaya odaklanmış bir performans değerlendirme sistemi kullanan bir organizasyonda iseniz süreci geliştirmeniz için bazı tavsiyeler:


Performans değerlendirme toplantılarını haftalık yapın.


Bire bir toplantılar performans değerlendirme tartışması için daha çok fırsat sağlayacaktır. Yöneticiler ve çalışanlar davranış ve sonuçlar hakkında daha sık geri bildirim alabileceklerdir. Çalışanlar gelişim fikirlerine daha çok fikir koyabilir ve değişiklik yapmada koçluk sağlayabilir. Ayrıca bire bir toplantılar çalışan ve yönetici arasında daha derin bir profesyonel ilişki yaratmak için fırsat sunar. Deneyimli yöneticiler bilir; daha güçlü ilişkiler daha etkili takımlar demektir.


Anlık, direkt ve davranışa dayalı geri bildirim yapmak için çalışanları eğitin.


Geri bildirim yapmak spesifik bir yetenektir. Kötü yapılan geri bildirim en iyi haliyle verimsiz olur ve takımlar üzerinde tedirginlik ve iş ilişkilerinde uyuşmazlık yaratabilir. İyi bir geri bildirim uygun bir zamanda ve gözlenebilen davranışlara dayalı olarak iletilir. Herkesi devamlı bir şekilde etkili geri bildirim vermek için eğiterek performans değerlendirme üzerindeki baskı azaltılır.


Yetenek analizi uygulayın


Performans değerlendirme uygulamalarında geri bildirim yapmak için kurulan baskı kurumsal planlamada dikkat eksikliği ile sonuçlanabilir. Bir yetenek analizi şirketteki bütün anahtar rollere bakar ve kimin her rol için A, B ve C değişimi olacağına karar verir. Bunu yaparak gereken yetenek ve potansiyel gelişim öne çıkarılır. Bu çabayla performans değerlendirmesini bir geri bildirim sistemi olmaktan çıkarıp kurumsal gelişime yönlendirebilir.


Çeyrek dönemlik planlama yapın


Dürüst olmak gerekirse yıllık planlama geçmişte kalan bir şey. İş dünyasında artık herşey çok hızlı gelişim gösteriyor. Şirketler on iki aylık süreç içinde çok hızlı plan değiştiriyorlar. Uzun vade hedeflerini çeyrek dönem olarak belirlemek  değişen iş durumlarına cevap verebilmek için çok iyi bir denge sağlıyor. Çeyrek dönem hedef uygulamak performans değerlendirme sürecindeki hedef belirleme yükünü ortadan kaldırır.


Sonuç olarak yetenek planlaması gibi bir stratejiye sahip olmayan şirketler için yıllık performans  değerlendirmenin bir anlamı yoktur. Onun yerine bire bir toplantılar sırasında daha direkt ve etkili geri bildirim sağlamaya odaklanın. Bununla birlikte, iş dünyasının bir yetenek savaşı hale gelmesini de sayarsak performans değerlendirme yetenek stratejisi sürecinin bir parçası olarak yüksek performans sergileyen kurumların ayrıcalığı haline gelmiştir.





















Performans Değerlendirme Gerçekten Önemli mi?

19 Ekim 2015 Pazartesi

Asuman Çalışkan


Asuman Çalışkan

İşaret Dili Eğitimi








İşaret Dili Eğitimi


İşaret dili bilen kişilerin sayısı son zamanlarda artıyor. Bununla birlikte işaret dili bilen çalışanlara ihtiyaç da artmaktadır. Kamu sektöründe ve özel sektörde işe alımda bazı açık kriterler arasında “işaret dilini bilen” ibarelerine sıkça rastlanılmaktadır.


İşitme engelli bireylerin aralarında iletişim kurmak amacıyla kullandıkları el hareketleri ve yüz mimiklerinden oluşan görsel bir dildir.


Ülkemizde İşitme Engelliler Federasyon verilerine göre 2.5 milyon, Birleşmiş Milletler verilerine göre ise 3 milyon işitme engelli bulunmaktadır.


İşaret dili bölgelere ve ülkelere göre farklılık göstermektedir. Biz size Türkiye’deki ulusal işaret dilini öğrenmeniz için temel bilgiler bilgileri vermeyi amaçlıyoruz.


Eğitim Hakkında


İşaret dili eğitimi haftada dört gün 30’ar dakikadan toplam dört ders yapılacaktır. Eğitimin internet üzerinden olması evinizde bu derse katılabileceğiniz anlamına geliyor.


Eğitimde ders notları ve testler mevcuttur. Ders notlarını bilgisayarınıza indirebilir ve günün her saatinde konu hakkında değerli bilgiler edinebilirsiniz.


Bu eğitimde işaret dili ile ilgili temel bilgilere yer verilecektir.


Kimler katılmalıdır?


İşaret dili eğitimi, işitme engelli bireylerle iletişim kurarak, onların iş ve sosyal hayata olan katılımlarını arttırmak isteyen tüm bireylere hitap eder.


İşaret Dili Eğitimi Süresi


İşaret dili eğitimi toplam bir hafta sürecektir. Haftanın ilk günü başlar ve hafta sonu sınav yapılır.


Eğitimin kazanımları


  1. İşaret dilinin temel bilgilerini öğrenmek

  2. İşitme engellilerin toplumla olan bağını güçlendirmek

  3. İş ve sosyal hayatta karşılaştığınız işitme engelli bireylerle iletişim kurabilmek

Eğitim Konu Başlıkları


  1. Türk işaret dilinin tarihçesi

  2. Alfabe

  3. Kelimeler ve fiiller

  4. İletişim için gerekli cümleler

Sertifika Sınavı;


Sertifika sınavı pazar günleri internet üzerinden saat 12:00 – 23:59 saatleri arasında yapılmaktadır. Öğrenciler bu saatler arasında sınav sistemine girerek sınavlarını tamamlayabilir. Sınav test şeklinde ve çoktan seçmeli olarak yapılmaktadır.


Sertifika Kodu ya da Başarı Belgesi Alma Hakkı


İstanbul İşletme Enstitüsü sertifika kodu ya da başarı belgesi alabilmek için yapılan sınavda en az 50 puan alma şartı vardır.
















Eğitimin başlamasına kalan süre










İşaret Dili Eğitimi

Volkswagen ve İtibar Riskinin Bedeli

Volkswagen’in emisyon cihazı üzerinden hala zehirli hava kütlesi yayılırken dünyanın en büyük otomobil üreticisinin itibarını nasıl geri kazanacağına dair sorular akıllarda belirmeye başladı. VW’in şirketin Porsche şirketinden yeni atanan CEO’su Matthias Mueller’in işe başlamadan önce belirlenenen çok büyük bir görevi var. Havayı temizlemek ve şirketin zedelenen itibarını kurtarmak… Mueller Alan Mullaly’in Ford kitabını ödünç almalı.


İtibar riskinin bir bedeli vardır


Bazı araştırmalar itibar riskini küresel şirketlere göre en prensipli tehditlerden biri olarak tanımlarken bu risk kendiliğinden değersiz kalmıştır. Bir skandaldan diğerine geçecek olursak BP’nin Derin Deniz Ufku felaketi, FIFA ve Sony’nin skandalları derken artık kurum liderleri itibar riskine hak ettiği saygıyı veriyor. Bununla birlikte VW gibi en güçlü girişimin bile nasıl itibar riskiyle düşebileceğine ışık tutuluyor. Bugün piyasa değeri 26 milyar dolara ulaşan ve sayısı giderek artan davalar, düzenleyici kurum cezaları ile birlikte VW’nin finansal yaşama ömrü risk altında olabilir. En kötüsü de belki de itibarı tamir edilemeyecek kadar zedelendi.


Martin Winterkon VW’in bahtsız CEO’su olarak geri adım attı. ABD Adalet Bakanlığı bu fedakarlıktan sonra bile bir kurum anlaşması ve parasal cezalarla memnun kalmayabilir, ve hatta bu durumda VW yöneticilerine karşı açılan suç davalarını da araştırabilir. İşte itibar riskinin bir bedeli var ve bütün otomotiv endüstrisi bu olaydan bazı uyarılar aldı. Yalnızca otomotiv değil bütün sektörlerdeki yönetim kurulları bunu umursamalı. Şimdiye kadar kurumlardaki suiistimaller liderlerin gönüllü bir şekilde istifa etmelerinden ziyade nadir olarak bireysel cezalarla sonlanmıştır. Bölüm yöneticilerini ve çalışanları belli kişisel yükümlülüklerden korumak adına kurumun ‘’bireyi olma’’ düşüncesinden dolayı bütün bunlar ortaya çıkıyor.


VW aşırıya kaçmış olabilir. Artık onun sigorta şirketleri de normalde karşılanabilecek olan herhangi bir sigorta kapsamını kendisinin kasıtlı eylemlerinin sigortayı etkisiz hale getirebileceğini iddia edecek ve bu şekilde davalar açacaktır.


Herşey büyüme adına


VW, Ford’un önceden sahip olduğu gibi Bugatti, Bentley, Lamborghini ve Porsche gibi lüks otomobiller ve Volkswagen, Audi, Skoda ve Seat markaları dahil olmak üzere çok geniş ve birçok sayıda otomotiv holdingi vardır. VW’nin bu holding yapısında 12 otomotiv markası vardır. İki ünlü otomotiv birleşmesinden fazla olan GM ve VW’nin amacı stratejik büyüklüğüyle Toyota’yı dünyanın en büyük otomotiv üreticisi olarak geçmekti. Arasındaki fark ise; Toyota daha çok Toyota platformlarında geliştirilen en yüksek teknolojiye sahip Lexus ve en düşük teknolojiye sahip Scion markaları gibi yan ürünlerle monoline bir acente gibi yönetim yapmaktadır. VW’nin büyüme stratejisi de  birçok otomotiv holdingiyle birlikte dönmektir. Belki de VW’nin kendi öz markasını kaybetmiş olmasının sebebi gerçekte olduğundan daha etkili gözüken dizel motorlu araçlar yapma ve de performansı manipüle etme çabasına girmesidir.


2006’nın sonlarında Ford’un da VW gibi bir otomotiv holding yapısı vardı ve Volvo, Jaguar, Land Rover ve Aston Martin gibi birçok orta Pazar ve yüksek Pazar markalarını içeriyordu. Otomotiv üreticisi ne zaman baskıyla aşağı düşmeye başlarsa, eriyen pazar payı ve özündeki kaliteyle birlikte şirket ortak bir elden çıkarma sürecine girer. Holdinglerden ayıracak olursak Ford dünya pazarları için otomotiv platformlarının uyumunu görebilen ‘’Tek Ford’’ stratejisini yarattı. Daha küçük bir Ford ortaya çıkmış olsa da şirketin hayatta kalması söz konusu değildi.


Böyle cesaret gerektiren bir gündem şirketin ve endüstrinin dışında bir lider gerektirirdi. Önceki Boeing CEO’su olan Alan Mulally’e Ford’u döndürme görevi verildi. Finansal kriz sürecinde devlet kurtarmasına ihtiyacı olmayan tek ABD araba üreticisi yapmasına güveniliyordu. Ama yine de devlet kredi limiti sağlanmıştı. Halka duyuru için kongrenin önünde toplanan Detroit’in adı çıkmış otomobil üreticileri Washington’a araba ile mi gidecekleri yoksa kurum jetleriyle mi gidecekleri sorulmuştu. Halka açıklama yapmak bir yana, 2008 yılındaki finansal krizden beri otomotiv sektörü kapasite de ve genellikle kalite ve güvenlik masraflarında ve kapasite olarak büyüyen üretim temelini korumak için tam gaz çalıştı. Birkaç küresel otomotiv şirketi ara sıra olan ürün geri çağrımından kendini korudu. VW’nin durumunu da bundan etkilenen 11 milyon araçla yeni bir seviyeye taşıdı.


Yine de bu durum VW için görünüşe göre daha kötüye gidecek. VW’nin dava ve diğer harcamalardan kurtulmasını sağlayacak olan sermayesi tek başına yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda şirketin kendini baştan yaratması ve müşterilerin, pazarların ve düzenleyicilerin güvenini tekrar kazanmasını sağlamalıdır.



Volkswagen ve İtibar Riskinin Bedeli